İslamKuran - SünnetVideo

Yusuf Suresi Tefsiri 42. Bölüm – Nouman Ali Khan

Nouman Ali Khan’ın Yusuf Suresi Tefsiri serisinin 42. Bölümü. Bu bölümde Yusuf Suresi 67. ayet ve 68. ayetlerinin tefsiri konu ediliyor.

“Allah her inanana verdi bu Kur’an’ı, zikri.”

“Yakub (as) zamanından beri bazı Müslümanlar bazen önemsiz şeylere tevekkül ederken önemli olanı unutabiliyor. Mesela, nazar aldığınızı hissedebilirsiniz. Biri size baktı, bir yere gittiniz iyi görünüyordunuz. O zamandan beri yüzünüzde sivilceler çıkmaya başladı. Tamam kesin nazardan dediniz. Oysa çok çikolata yediğiniz için sivilce çıkıyor. Neyse diyelim biri gerçekten de yanlış şekilde baktı ve her yerinizde sivilce çıktı. Birinin size Kur’an okuması ve duasının kabul olması için de sakalının yeterli uzunlukta olması gerek. Üflemeden önce de Covid var mı yok mu diye test yaptırmak lazım. Bir dakika ya. Sen Allah’ın kulusun. Allah’ın seni koruması için Allah’ın başka bir kuluna ihtiyacın yok. Bir kârîye ya da başkasına ihtiyacın yok, Allah her inanana verdi bu Kur’an’ı, zikri.

Allah size zikretme yeteneğini vermiş. Ve eğer nazar aldığınızı düşünüyorsanız, okumanız için Felak ve Nas surelerini verdi zaten. Ayet-ül Kürsî ve Fatiha’yı verdi. Okuması için sadece bir hafıza indirilmedi ki bir eczacıya gider gibi ona da gidesiniz. “Bu reçeteye ihtiyacım var, benim için bu sureleri oku.” diyesiniz. Bu din böyle değil. Kendiniz yapabilirsiniz, Siz kendiniz Allah’a karşı mesulsünüz. Allah sorunlarınızın çözümlerini başkalarına değil size de vermiş. Evet, konu ilim olunca, bir şeyi bilmiyorsanız sizden daha bilgili birine gidebilirsiniz. Ama mesele Allah’ı zikretmeye gelince, Allah’ı sizden daha iyi zikreden birine gidiyorsunuz. Allah her kalbe Kendisiyle bağlanması için bir fırsat vermiştir. Bazı kalpler diğer kalplerden daha vasıflı değildir. Bazı akıllar daha vasıflı olabilir, ona lafım yok. Bir şeyleri anlamayabilirim, bir akla ihtiyacım olabilir daha kıdemli, deneyimli birine ilim için gidebilirim. Ama Allah’ı zikretmem için kimseye ihtiyacım yok. Ya da Allah’ın beni muhafaza etmesini istiyorsam birine gidip bana bir şey okumasını, dua reçetesi vermesini ve beni böyle muhafaza etmesini beklemem.”

“O’na tevekkül ediyorum, tevekkül edenler yalnız O’na tevekkül etmelidir.”

Ben her Müslümanın Kur’an’la sıkı bir ilişkisi olabileceğini savunan biriyim. Ama eğer Kur’an’ın kendisi muskaya çevrilirse… Kur’an kıraatinin kendisi sadece sizi muhafaza eden seslere dönüşecekse… Ve kıraati sizi muhafaza edebilir, ama eğer sadece bu dereceye düşürülürse, bu bir kabahattir. Kur’an bu tarz bir düşünce yapısını silmek için indirildi zaten.

Yakub (as) oğullarının böyle düşünmesine izin vermiyor, hemen şöyle söylüyor. “O’na tevekkül ediyorum, tevekkül edenler yalnız O’na tevekkül etmelidir.” Bu arada, bazılarınız bunu ihtilaflı bulabilir, ama fark etmez. Anlamanız gereken şey şu, ihtiyacınız olduğunda Allah’ı zikretmek istiyor ve hiç Arapça bilmiyorsanız Kur’an’ı bilmeseniz de, özel bir dua ezberlemeseniz de Allah’ı zikredebilirsiniz ve O sizi koruyacaktır. Portekizce ya da Pencap, Saraiki veya Bahasa dilinde de Allah’ı zikredebilirsiniz. Allah bu dilleri biliyor, bu dilleri yaratan kendisi. O tüm dillerin sahibi.

Kehf Suresi’nde kitap hakkında hiçbir fikri olmayan gençler bildikleri dilde Allah’a yöneldiler. Allah ağzınızdan çıkanlarla ilgilenmiyor. Allah kalbinizden dilinize düşenlerle ilgileniyor. “Allah’a selim bir kalple gelenler.” (Şuara, 89) İbrahim (as)’a vahiy gelmeden önce Allah hakkında çok derin keşiflerde bulunuyor. Vahiy Allah’la nasıl iletişim kurmamız gerektiğini belirtir ve her kelimenin kutsal bir gücü var. Ama eğer bu kelimeler olmadan bağlantınızın olmayacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Kesinlikle yanılıyorsunuz. Dinimiz hakkında doğru bir düşünme şekli değil ve bu Allah’ın kelamının kutsallığını da azaltmaz. Ama eğer Allah’la olan temel bağımız yoksa, Allah’ın bize vahyettiği kelimelerin zaten var olan bağlantımızı güçlendirdiğinin fark edemezsiniz. “وَقَدْ أَخَذَ مِيثَاقَكُمْ” (Hadid, 8) Misak sizden önceden alındı. Nur içinize önceden kondu. Bu, nur üstüne nur. Bu tek nur değil, nur zaten var. Bazen unutuyoruz ve farkında olmadan vahyi yanlış kullanıyoruz. Allah bizi bundan muhafaza etsin.

Yusuf Suresi Tefsiri 42. Bölüm indirmek için tıklayın.

Benze Yazılar

3 Yorum

  1. Selamün aleyküm biz bir iki yıldır Yusuf süresinden ders yapıyoruz. Burada pdflerin çıktısını alarak. Artık PDF hizmetiniz olmayacak mı. PDF kere devam ederseniz çok memnun oluruz.

  2. Selamün aleyküm biz bir kaç senedir Yusuf süresi dersi yapıyoruz. Sitenizdeki PDF leri indirip çıktısını alarak ders yapıyoruz. Bu bölümden itibaren PDF olmadığını fark ettik ve çok üzüldük. Bu hizmetimizin devam etmesini çok istiyoruz. Bölümlerin PDF lerini yüklemeye devam edebilr misiniz?

  3. Selamün aleyküm, biz arkadaşlarımızla Yusuf Suresi tefsirini yapıyoruz, sizden istirham ederiz , lütfen 42. Bölümden itibaren pdfleri yapabilir misiniz, pdfler bizim için çok anlaşılır oluyordu

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu